Bizim buralarda nasil 40lar, 41ler jenerik rakamlarsa, Avrupa'da da 13 sayisi bir o kadar fenomendir. Hristiyanlik oncesi zamanlarda pagan kulturunun bir urunu oldugu savunulan 13 sayisi ugursuzluk ve kotu sansi temsil eder. Ucaklarda mesela 13 numarali koltuk bulunmaz. Gemilerde 13 numarali kamara genellikle depoya falan cevrilmistir. Gokdelenlerde 13. kat yoktur. Hele bir de eger ayin 13. gunu cuma gunune denk geldiyse, bu ugursuzluga gonulden inanan bazi insanlar sokaga bile cikmazlar. Benim Almanya'da dogup buyudugum koy yasli nufusun yogun oldugu bir yerdi. Kafayi kirmis opa'lar ve oma'lar butun gunu evlerinde tercihen uyuyarak gecirirlerdi. Hatta cocuklarini okula gondermeyen aileler bile olurdu. Bizim mesela 1900 dogumlu bir ev sahibimiz vardi, adam iki tane dunya savasi gormus. yeri gelmis koca haftayi bir patates ve ceyrek ekmekle gecirmis, Rus Ordusu'ndan daha cok 13 sayisinin lanetinden korktugunu soylemisti bi keresinde babamla muhabbet ederken.
13'un ugursuzluguna dair verilebilecek bir diger ornek de soyle, toplamda 19 korttan olusan Wimbledon Tenis Turnuvasi'nin yapildigi mekan olan All England Tennis Club'da 13 numarali kort bulunmuyor.
13 sayisinin laneti insanlari bu kadar deli etmisken, kimse cikip bu sene Wimbledon'u oynatmayalim arkadaslar dememis olacak ki, henuz 2. tur maclarindayiz ve Wimbledon 13' simdiden lanetli bir turnuva oldugunu dosta dusmana ilan etti.
En bastan baslayacak olursak;
Turnuvanin ilk gunu bes numarali seri basi Rafael Nadal, turnuvaya dunya 135 numarasi olarak katilan Belcikali raket Steve Darcis'e elendi. Grand Slamlerde seri baslarinin ilk turlarda elenmeleri gercekten buyuk surprizlerdir ama biraz da isin tuzu biberidir. Her turnuvada boyle bir iki tane bomba patlar, ilk gunlerin sikici havasi bu haberlerle senlenmis olur. Acikcasi ben de Nadal surprizini, Nadal'in cim kort performansini da dusundugumde, bu acidan degerlendirmistim. Fakat iki gun sonra, yani bugun, ikinci tur maclari oynanirken gelen kara haberlerin hesabini tutmak gercekten cok zor oldu.
Wimbledon 13'de ucuncu gun henuz baslamisti ki, ilk kara haber John Isner'den geldi. Fransiz Adrian Mannarino ile oynadigi ikinci tur macinda Isner servis atarken sag ayagini ters basti ve saglik molasi istedi. Isner molanin ardindan sakatliginin ciddi oldugu anlasilmis olacak ki, mactan cekildigini acikladi. Adrian Mannarino ucuncu tura yukselen isim oldu.
Isner'in sakatlik haberinin hemen ardindan, gelen haber ise soyleydi: Ilk turda Rafael Nadal'i eleyerek turnuvanin en buyuk surprizlerinden birine imza atan Belcikali Steve Darcis, Nadal ile oynadigi macta ustune dustugu omzunun sakatligini sebep gostererek turnuvadan cekildigini acikladi.
Gunun ucuncu kara haberi kadinlarda iki numarali seri basi Viktoria Azarenka'dan geldi. Azarenka iki gun onceki ilk tur macinda duserek sakatladigi sag dizinin turnuvaya devam etmesine engel oldugunu aciklayarak turnuvadan cekildi. Azarenka'nin ardindan turnuvadan cekilme kararinin aciklayan isim ise Cek raket Radek Stepanek oldu. Neler oluyor derken, erkeklerde on numarali seri basi Hirvat Marin Cilic'de uzun suredir basina bela olan diz sakatligini sebep gostererek ikinci tur macina cikmayacagini acikladi.
Erkeklerde alti numarali seri basi Fransiz Jo-Wilfred Tsonga, Ernests Gulbis ile ucuncu tur icin mucadele ederken, ikinci sette bir saglik molasi istedi. Dizine yapistirilan bir bantla ucuncu sete devam eden Tsonga, yanlislikla raketinin dizine carpmasinin ardindan yeniden sakatlandi. Bu sekilde ucuncu setin sonuna kadar devam eden Tsonga 6-3 kaybettigi setin ardindan rakibinin elini sikarak maca ve turnuvaya devam edemeyecegini acikladi.
Erkeklerde seri baslari birer birer dokulurken, kadinlarda sekiz numarali seri basi Petra Kvitova ile ucuncu tura cikma mucadelesi verecek olan Kazak tenisci Yaroslava Shedova'nin da turnuvadan cekildigi haberi geldi.
Erkeklerde seri baslari birer birer dokulurken, kadinlarda sekiz numarali seri basi Petra Kvitova ile ucuncu tura cikma mucadelesi verecek olan Kazak tenisci Yaroslava Shedova'nin da turnuvadan cekildigi haberi geldi.
Sakatlik sebebiyle bir dunya insan turnuvaya veda etmisken, arkadaslarini yalniz birakmak istemeyen bir takim onemli isimler de oynadiklari maclari kaybedip Wimbledon'a cok erken veda ettiler. Nadal'in erken elendigi her turnuvada mutlaka bir tuhaf mac oynayan 3 numarali seri basi Roger Federer, gercekten cok kotu oynadigi ve motivasyonunu bir turlu toparlayamadigi macta, Ukraynali Sergiy Stakhovsky'e 3-1 yenilerek Wimbledon'a ikinci turda veda etti. Ust uste 36 grand slam ceyrek finali oynayan ekselanslarinin bu serisi de bu mac ile birlikte sona ermis oldu. Hepsinden onemlisi Federer bu sezon hic olmadigi kadar demotive gorunuyor ve sanirim ekselanslarinin vedasi dusundugumuzden cok daha yakin olabilir.
Diger buyuk surpriz de kadinlarda turnuvanin uc numarali seri basi Maria Sharapova'dan geldi. Finalde acaba Venus Williams'dan bir takim rovanslari alabilecek mi diye dusunulen Sharapova, Portekizli genc raket Michelle Larcher De Brito'ya 2-0 yenilerek turnuvaya cok erken veda etti.
Iki uc numaranin disinda kadinlarda dokuz numarali seri basi Caroline Wozniacki, on iki numarali seri basi Ana Ivanovic ve on alti numarali seri basi Jelena Jankovic de turnuvaya ikinci turda veda eden isimler oldular. Fakat uc gundur goruyoruz ki, hem erkeklerde hem de kadinlarda oyuncular cok fazla yere dusuyorlar. Turnuvaya sakatlik sebebiyle degil de kaybettikleri maclar dolayisiyla veda eden Sharapova ve Wozniacki'nin mac icinde cok sert dususler yasadiklarini da dusunecek olursak, bu problemlerin zemin ile alakali oldugu varsayiminda bulunabiliriz. Zaten buna paralel olarak sakatlik haberlerinin ust uste gelmeye basladigi anlarda, ozellikle twitterda dedikodular aldi basini yurudu. Once bu sene Avrupa'da havalarin gec isinmasi sebebiyle cim kortun tam oturmadigindan bahsedildi. Sonra kortlarin bakicisinin gecen sene emekli oldugu, kortlarin isi cok iyi bilmeyen bakicilara emanet edildigi haberleri gelmeye basladi. Wimbledon yonetimi ise turnuvanin ilk gunlerinde cimler hep biraz oturmamis olur. Sakatliklarin hepsini cimin durumuna baglamak yanlis olur minvalinde bir aciklama yapti.
Sonuc olarak; bu pilav daha cok su kaldirir. Gercekten problem zeminin bakimiyla, yani kusur Wimbledon yonetimi ile falan alakali ise buyuk skandal olur. Zaten son gunlerde bizim devlet neye elini atsa kurutuyor. Tmsf'ye devredilen Digiturk'un Wimledon'un yayin haklarini aldigi sene bu olaylarin olmasi yeterince manidar. Toprak kort lobisinin de olaylardaki payinin hafife alinmamasi gerektigini dusunuyorum.
Bu arada 13 ile ilgili bu kadar muhabbet yapmisken, aklina bir anda Olivia Wilde gelenler ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder